Paul Ricoeur Felsefesinde Özne ve Anlatısal Kimlik: Bir Giriş Denemesi SUBJECT AND NARRATIVE IDENTITY IN THE PHILOSOPHY OF PAUL RICOEUR: AN INTRODUCTION СУБЪЕКТ И НАРРАТИВНАЯ ИДЕНТИЧНОСТЬ В ФИЛОСОФИИ ПОЛЯ РИКЕРА: ВВЕДЕНИЕ
Xülasə
Paul Ricoeur denildiği zaman akla gelen ilk kavram “başkası olarak ken- disi” kavramıdır. Bir kitabının da isminin Başkası Olarak Kendisi olması tesa- düfî değildir. Bu kavramla doğrudan irtibatlı olan bir diğer kavram ise an- latısal kimlik’tir. Ricoeur’ün felsefesinde anlatısal kimlik kavramının nerede konumlandığı ve bu kavramın ortaya çıkmasını sağlayan sebeplerin neler ol- duğu çalışmamızın konusunu oluşturur. Felsefi kavramlar boşlukta ortaya çık- maz bilakis kendisinden önceki kavramlara tepki yahut cevap olarak geliştiri- lirler. Bu tepkiyi sadece negatif anlamda anlamak doğru olmaz. Nitekim yeni geliştirilen felsefi kavram irtibatlı olduğu önceki kavramı yorumlayarak yeni ufukların ortaya çıkmasına yol açabilir. Bazen ise yeni geliştirilen felsefi kav- ramın -irtibatlı olduğu- önceki kavramla buluşması bir çatışmaya sebebiyet verebilir. Bu bağlamda Ricoeur’ün anlatısal kimlik kavramını niçin geliştirdi- ği? sorusu önem arz eder. Nitekim Ricoeur’ün anlatısal kimlik kavramı Kar- tezyen öznenin yol açtığı sorunlara çözüm önerisidir. Çalışmamız anlatısal kimlik kavramının Kartezyen öznenin yol açtığı sorunlara çözüm önerisi su- narken aynı zamanda yeni bir özne tanımı önerdiğini savunur. Bu yeni özne kavramı bir yandan Descartes’in ego, Heidegger’in Dasein, Levinas’ın öteki kavramlarının ihmal ettiği hususlara dikkat çeker, diğer yandan modern insa- nın bulanımlarına teolojik açıklamaları yeniden hatırlatarak çözüm önerir. Bu anlamda çalışmamız Ricoeur’ün çözüm önerisinin teolojik köklerini de işaret eder. Ricoeur’ün ilgili kavramları ele aldığı temel metinlerinden hareket eden çalışmamız işbu metinlerin yakın okumasını içeren kaynaklara da yer verir.
The first concept that comes to mind when Paul Ricoeur is mentioned is the concept of Oneself as Another. It is no coincidence that Oneself as Another is the title of one of his books. Another concept that is directly related to this concept is narrative identity. The subject of our study is where the concept of narrative identity is located in Ricoeur’s philosophy and what are the reasons for the emergence of this concept. Philosophical concepts do not emerge in an emptiness, on the contrary, they are developed as a reaction or response to the concepts that came before them. It would not be correct to understand this reaction only in a negative sense. As a matter of fact, the newly developed philosophical concept can lead to the emergence of new horizons by interpreting the previous concept. The meeting of the newly developed philosophical concept with the previous concept to which it is related can sometimes result in a conflict. The question of why Ricoeur developed the concept of narrative identity is important in this context. Ricoeur’s concept of narrative identity, in fact, is a solution to the problems caused by the Cartesian subject. While the concept of narrative identity offers solutions to the problems caused by the Cartesian subject, it also proposes a new definition of subject, according to our research. This new concept of subject, on the one hand, draws attention to issues neglected by Descartes’ ego, Heidegger’s Dasein, and Levinas’ other concepts, and on the other, offers solutions to modern man’s misery by recalling theological explanations. In this sense, our study also points out the theological roots of Ricoeur’s solution proposal. Starting with Ricoeur’s basic texts in which he discusses related concepts, our research includes sources that include close reading of these texts.
Когда упоминается Поль Рикёр, первое, что приходит на ум, — это его слова я- сам как другой. Не случайно одна из его книг называется «Я- сам как другой. Еще одно выражение, связанное с этим понятием, это нарративная идентичность. Предметом нашего исследования явля- ется основа понятия нарративная идентичность в философии Рикёра и история его возникновения. Философские концепции не возникают на пустом месте, наоборот, они представляют собой реакцию или ответ на предшествующие концепции. Неправильно понимать эту реакцию толь- ко в отрицательном смысле. Вновь введенное философское понятие мо- жет привести к возникновению новых горизонтов, интерпретируя пре- дыдущее понятие, с которым оно связано. Иногда встреча вновь введен- ного философского понятия с предшествующим, к которому оно отно- сится, может вызвать напряжение. Именно на этом моменте важно выяс- нение причины введения Рикёром понятия «нарративная идентич- ность». Рикеровская концепция «нарративная идентичность» служит решению проблем, поставленных картезианским субъектом. Наше ис- следование утверждает, что концепция «нарративная идентичность» не только предлагает пути решения проблем, поставленных картезианским субъектом, но и предлагает новое определение субъекта. Эта новая кон- цепция субъекта, с одной стороны, напоминает нам о проблемах, кото- рые пренебрегает cogito Декарта, dasein Хайдеггера и другие понятия Левинаса. С другой стороны, она предлагает пути решения проблем современного человека, опираясь на христианскую теологию. В этом плане наше исследование также указывает на христианские корни понятий, раскрытых Рикером.
Paul Ricoeur denildiği zaman akla gelen ilk kavram “başkası olarak ken- disi” kavramıdır. Bir kitabının da isminin Başkası Olarak Kendisi olması tesa- düfî değildir. Bu kavramla doğrudan irtibatlı olan bir diğer kavram ise an- latısal kimlik’tir. Ricoeur’ün felsefesinde anlatısal kimlik kavramının nerede konumlandığı ve bu kavramın ortaya çıkmasını sağlayan sebeplerin neler ol- duğu çalışmamızın konusunu oluşturur. Felsefi kavramlar boşlukta ortaya çık- maz bilakis kendisinden önceki kavramlara tepki yahut cevap olarak geliştiri- lirler. Bu tepkiyi sadece negatif anlamda anlamak doğru olmaz. Nitekim yeni geliştirilen felsefi kavram irtibatlı olduğu önceki kavramı yorumlayarak yeni ufukların ortaya çıkmasına yol açabilir. Bazen ise yeni geliştirilen felsefi kav- ramın -irtibatlı olduğu- önceki kavramla buluşması bir çatışmaya sebebiyet verebilir. Bu bağlamda Ricoeur’ün anlatısal kimlik kavramını niçin geliştirdi- ği? sorusu önem arz eder. Nitekim Ricoeur’ün anlatısal kimlik kavramı Kar- tezyen öznenin yol açtığı sorunlara çözüm önerisidir. Çalışmamız anlatısal kimlik kavramının Kartezyen öznenin yol açtığı sorunlara çözüm önerisi su- narken aynı zamanda yeni bir özne tanımı önerdiğini savunur. Bu yeni özne kavramı bir yandan Descartes’in ego, Heidegger’in Dasein, Levinas’ın öteki kavramlarının ihmal ettiği hususlara dikkat çeker, diğer yandan modern insa- nın bulanımlarına teolojik açıklamaları yeniden hatırlatarak çözüm önerir. Bu anlamda çalışmamız Ricoeur’ün çözüm önerisinin teolojik köklerini de işaret eder. Ricoeur’ün ilgili kavramları ele aldığı temel metinlerinden hareket eden çalışmamız işbu metinlerin yakın okumasını içeren kaynaklara da yer verir.