Editörden
Öz
Değerli okuyucular,
Her şeyin ilk olanı; en çok değer verilen, en çok sevilen ve en çok zahmet çekilenidir. Ancak bu zahmet, aslında peşinen kabullenilmiş kutsal bir çile gibidir; çünkü sevdiğimize emek verir, emek verdiğimizi severiz. Elinizde tuttuğunuz bu dergi, Azerbaycan’ın en köklü ve en kadim eğitim müesseselerinden birisi olan Bakü Devlet Üniversitesinin en genç Fakültesi tarafından, bu duygularla siz hürmetli okuyucuların takdirine sunulmuş bulunmaktadır. On yıllık bir geçmişi olan İlahiyat Fakültesinin imza attığı bir çok başarısı bulunsa da, bunlardan belki de en önemlisi, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki kardeşlik ilişkilerine getirmiş olduğu samimiyet boyutudur. Bu pratik; siyasi, iktisadi, dini ve kültürel açıdan muhtelif çetinliklere sahip Kafkas havzasında İslâm dininin, muasır dünyanın ihtiyaçları doğrultusunda yeni bir anlayış ve yaklaşımla tekrar ele alınmasını da zorunlu kılmaktadır. Dinin bir çatışmalar sahası olarak görülmemesi, dindarlığın ekstremist ya da marjinal bir hayat tercihi haline getirilmemesi, dindarların geçmişe saplanıp kalmaması ve muasır dünyanın dine karşı cephe almaması, ilahiyat fakülteleri gibi, dinin diğer insan bilimleri ile birlikte tedris edildiği tahsil ocaklarının sayıca ve keyfiyetçe arttırılmasıyla mümkündür. Umumen dinin, hususen sahih din anlayışının mevcut olmadığı bir yerde, beşeri ilişkiler de sağlıklı gelişemez. Manen tatmin olmayan insan toplulukları,yeni ihtilafların ve çekişmelerin odağı haline gelir. Bu ruh ve anlayışla hadiseye yaklaştığımızda, ilahiyat fakültelerinin sahih din anlayışım ortaya koyma noktasında oynayacağı rolün büyüklüğünü de anlarız. On yıllık fakülte tarihinde bir ilk olma başarısını gösteren dergimiz, işte bu ruh ve anlayışlayoğrulmuş bir kolektif çabanın ürünüdür. İnanıyoruz ki, dünya varoldukça Türkiye ve Azerbaycan da varolacak; bu millete rengini veren yüce dinimiz İslam, söz konusu coğrafyalarda, geçmişte olduğu gibi bundan sonra da, yeni değerlerin doğmasına, yeni güzelliklerin yaşanmasına sebep olacaktır.
Her şeyin ilk olanı; en çok değer verilen, en çok sevilen ve en çok zahmet çekilenidir. Ancak bu zahmet, aslında peşinen kabullenilmiş kutsal bir çile gibidir; çünkü sevdiğimize emek verir, emek verdiğimizi severiz. Elinizde tuttuğunuz bu dergi, Azerbaycan’ın en köklü ve en kadim eğitim müesseselerinden birisi olan Bakü Devlet Üniversitesinin en genç Fakültesi tarafından, bu duygularla siz hürmetli okuyucuların takdirine sunulmuş bulunmaktadır. On yıllık bir geçmişi olan İlahiyat Fakültesinin imza attığı bir çok başarısı bulunsa da, bunlardan belki de en önemlisi, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki kardeşlik ilişkilerine getirmiş olduğu samimiyet boyutudur. Bu pratik; siyasi, iktisadi, dini ve kültürel açıdan muhtelif çetinliklere sahip Kafkas havzasında İslâm dininin, muasır dünyanın ihtiyaçları doğrultusunda yeni bir anlayış ve yaklaşımla tekrar ele alınmasını da zorunlu kılmaktadır. Dinin bir çatışmalar sahası olarak görülmemesi, dindarlığın ekstremist ya da marjinal bir hayat tercihi haline getirilmemesi, dindarların geçmişe saplanıp kalmaması ve muasır dünyanın dine karşı cephe almaması, ilahiyat fakülteleri gibi, dinin diğer insan bilimleri ile birlikte tedris edildiği tahsil ocaklarının sayıca ve keyfiyetçe arttırılmasıyla mümkündür. Umumen dinin, hususen sahih din anlayışının mevcut olmadığı bir yerde, beşeri ilişkiler de sağlıklı gelişemez. Manen tatmin olmayan insan toplulukları,yeni ihtilafların ve çekişmelerin odağı haline gelir. Bu ruh ve anlayışla hadiseye yaklaştığımızda, ilahiyat fakültelerinin sahih din anlayışım ortaya koyma noktasında oynayacağı rolün büyüklüğünü de anlarız. On yıllık fakülte tarihinde bir ilk olma başarısını gösteren dergimiz, işte bu ruh ve anlayışlayoğrulmuş bir kolektif çabanın ürünüdür. İnanıyoruz ki, dünya varoldukça Türkiye ve Azerbaycan da varolacak; bu millete rengini veren yüce dinimiz İslam, söz konusu coğrafyalarda, geçmişte olduğu gibi bundan sonra da, yeni değerlerin doğmasına, yeni güzelliklerin yaşanmasına sebep olacaktır.