İslam Düşüncesinde İnsan, Sorumluluk Bilinci ve Sonuçları İslam Düşüncesinde İnsan, Sorumluluk Bilinci ve Sonuçları
Xülasə
İnsanı ruh ve beden kabiliyetleri bakımından canlıların en mükemmeli(ahseni takvim) olarak yaratan ve insanoğlunu şan ve şeref sahibi (mükerrem) kılan Yüce Allah, yeryüzünde iradesini temsil etme ve orada İlâhî hükümranlığı gerçekleştirme görevini de “halife” sıfatıyla ona vermiştir. Başta akıl/muhakeme, irade ve iradeyi serbestçe kullanmanın gerektirdiği sorumluluklar anlamında “emaneti” yüklendiği belirtilen insanın başıboş 8976 bırakılmadığı, gayesiz ve hedefsiz olamayacağı vurgulanarak dünyadaki bütün canlılar içinde vazife ve sorumluluk taşıyan yegane varlık olduğuna da dikkat çekilmektedir. Bu arada Kur’an-ı Kerîm’de insanın yaratılış gayesine açıkça temas edildiği görülür. “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım, “Ey insanlar! Si i ve simden öncekileriyaratan Rabbini e kulluk edinip Umulur ki, böylece korunmuş (Allah'ın azabından kendinizi kurtarmış) olursunuz, “O, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır O mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır' , “Her canlı ölümü tadacaktır Ve ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir2 . Buna göre hayat, insan için anlamsız bir var oluş değil, aksine bir hayırlı faaliyetler alanı, ölüm ise gayret ve çalışmaların karşılığının tam olarak alınacağı ebedî varlık sahasına geçişi sağlayan bir dönüm noktası ve bir uyanadır. Zira insan için ancak *çalıştığının karşılığı10 ve herkesin yapakları işlere göre dereceleri vardır.
İnsanı ruh ve beden kabiliyetleri bakımından canlıların en mükemmeli(ahseni takvim) olarak yaratan ve insanoğlunu şan ve şeref sahibi (mükerrem) kılan Yüce Allah, yeryüzünde iradesini temsil etme ve orada İlâhî hükümranlığı gerçekleştirme görevini de “halife” sıfatıyla ona vermiştir. Başta akıl/muhakeme, irade ve iradeyi serbestçe kullanmanın gerektirdiği sorumluluklar anlamında “emaneti” yüklendiği belirtilen insanın başıboş 8976 bırakılmadığı, gayesiz ve hedefsiz olamayacağı vurgulanarak dünyadaki bütün canlılar içinde vazife ve sorumluluk taşıyan yegane varlık olduğuna da dikkat çekilmektedir. Bu arada Kur’an-ı Kerîm’de insanın yaratılış gayesine açıkça temas edildiği görülür. “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım, “Ey insanlar! Si i ve simden öncekileriyaratan Rabbini e kulluk edinip Umulur ki, böylece korunmuş (Allah'ın azabından kendinizi kurtarmış) olursunuz, “O, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır O mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır' , “Her canlı ölümü tadacaktır Ve ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir2 . Buna göre hayat, insan için anlamsız bir var oluş değil, aksine bir hayırlı faaliyetler alanı, ölüm ise gayret ve çalışmaların karşılığının tam olarak alınacağı ebedî varlık sahasına geçişi sağlayan bir dönüm noktası ve bir uyanadır. Zira insan için ancak *çalıştığının karşılığı10 ve herkesin yapakları işlere göre dereceleri vardır.